Aşk acısı çeken bir bayansanız size aşk acısından kurtulma önerileri sunuyorum. Sevgili hanımlar, giden erkeğin arkasından ağıt yakmak, odalara kapanmak, ağlama nöbetleri geçirmek, hayata küsmek ve hasta olmak sizi yıpratır, yaşlandırır, sterese sokar ve ömrünüzü kısaltır.




Sizce yaşlanmaya değer mi? Giden erkek için hayatınızdan mı vaz geçiyorsunuz? Peki o buna değer mi, ya da neden değer ki?

Bir erkek gitmişse eğer geri dönmesini beklemek acizliktir. Bu sizin kendinize olan saygınızı yok eder. Giden erkeği boşverin. Geri dönmesi sizi sevdiği anlamına gelmez. Ya da giden erkekler pişman olup da geri gelmez. Gelmesinin nedeni, sizden daha iyisini bulamamasıdır.

Aşk acısı çekenlerin en yoğun hataları; kaybetmeyi en başta kabullenmeleri.
Aşk bir ‘sığınak’ değildir. Ama birçok insan, bir şeylerden kaçmak istediğinde farkında olmadan, o sıkıntılı evrelerinde bir aşk buluyor ve yanılıyor.

Geçmişte aldığınız yaraları aşkınızın malzemesi yaptığınız anda kaybedersiniz. Elbette yeni bir aşk geçmiş yaraları iyileştirebilir. Ama onu gerçekten bir merhem olarak kullanıp, “İyi ki sen varsın, yoksa bugün ben yoktum” gibi itiraflar, aşkı yavaş yavaş törpülemeye başlar.

Bağımlı kadınlar kendilerinde olmayan özgüveni, başkalarına bağlanarak elde etmeye çalışıyorlar. Kendisine değer vermeyen birine bağlılık duyanların ki özellikle kadınların sayısı hiç de az değil.

Israr ve yapışkanlık… Aşk bunlardan hiç hoşlanmaz. Elinizde olana yapışır ve her ne olursa olsun ilişkiyi sürdürmeye çalışırsanız, baştan kaybedersiniz. Bir rüya ya mı aşıksınız, yoksa gerçek olan bir şeye mi? Karar verin.

Aşk, dedektifliği kaldırmaz. Elinizde bir büyüteç, onu inceleyip, kusur arama işleminden vazgeçin. Önce dürüstçe şuna karar verin: Bu insanın düzelmesini kendi iyiliğiniz için mi istiyorsunuz, onun iyiliği için mi? “Aşık olduğum kişi şöyle olmalı” formülleriyle her gün kusur düzeltme memuru gibi hareket ederseniz, o aşkın vay haline!

Aşkı cinsellikle ayırt edebiliyor musunuz? Aşk öncelikle yürek ve beyin işidir. Birçok şeyi günlerce paylaştıktan sonra cinselliği denemek daha anlamlı. Cinselliği çoğu kez bir kısır döngü içinde yaşamak yerine, sevildiğinizi veya sevilebilir olduğunuzu hissedin, hissettirin.

Yorum Gönder

 
Top